Birçok kişi çocuk yetiştirmeyi bir sonuç olarak betimleyebilmektedir. Oysa çocuk yetiştirmek bir sonuç olmaktan öte en az 25 yıllık bir projedir. Çocuğumuzun geleceğini düşünürken ya da geleceğiyle ilgili olarak onu betimlemek isterken sadece başarıyla, meslekle, kariyerle, sahip olduklarıyla betimleyemeyiz. Eğer bu şekilde betimliyorsak o zaman çocuğumuzu tanımaya çalışmıyoruz, sadece sahip olabilecekleriyle betimliyoruz demektir.
Bir zamanlar liseli gençlerle bir çalışma yürütmüştüm. Kendilerini nasıl tanımladıklarını bir çizimle betimlemelerini istemiştim. Hepsi de kendilerini gelecekteki meslekleriyle betimlemişlerdi. Yine onlardan bir zaman çizgisi çizmelerini ve bu çizgi üzerinde kendileri için önemli tarihleri işaretleyerek bu önemli olayların adını yazmalarını istemiştim. Yaşam çizgisi üzerinde yazılanlar genellikle şu şekildeydi: “doğdum, okula başladım, sınava girdim, liseye başladım vb.” Yani doğum tarihi dışındaki tarihlerin hemen hepsi akademik odaklıydı ve gelecek demek meslek ve kariyer demekti.
Peki ya yaşamın içerisinde olmaya ilişkin beceriler? Ya yaşamın kendisi? Yaşam sadece meslek ya da satın alınarak sahip olunanlarla mı sınırlı? Bunlar yaşam becerisini veriyor mu?
Bir düşünelim: Biz bu çocukları nasıl yönlendiriyoruz? Meslekler, iş ya da sahip olunanlar insanın kim olduğunun önünde mi? Bunları elde edemez ya da kaybedersek hiç kimse mi oluyoruz? Biz kimiz? Kendimizi tanıyamıyor, çocuklarımızı yaşamdan uzaklaştırıyor olabilir miyiz? Eğitim ve çocuğumuzu yetiştirme anlayışımızı, önem verdiklerimizi, hedeflerimiz ne sorguluyor muyuz? Şunu unutmayalım ki en önemli şey yaşamın içerisinde var olabilme becerisine (yetisine) sahip olmaktır ve bu, çocuklarımızı yetiştirirken hedeflerimizin içerisinde mutlaka yer almalıdır.
Eğitim ve yetiştirme anlayışımız nedir? Buna yönelik planlarımız nelerdir? Hedeflerimiz bu anlayış doğrultusunda mı? Hedeflerimizi basamaklandırıyor muyuz ? Yoksa her şey rastgele mi gidiyor?
Öncelikle anlayışımızın ne olduğuna karar vermeli, gerçekçi olmalı ve buna yönelik olarak çaba göstermeye odaklanmalıyız. Bunu yaparken, hedeflerimizi küçük parçalara bölmeliyiz(Yıllar sonra ulaşılabilecek karmaşık bütüne odaklanmak işi zorlaştırır, küçük parçalara bölün ve harekete geçin).
Yeni başlangıçlar için plan yapar, hedef belirlerken şu unsurlar önemlidir:
-Basit tutun- İşleri karmaşıklaştırarak kendinizi korkutmayın
-Eyleme dökebilecek bir plan yapın
-Harekete geçin
-Planı (uyguladıklarınızı)alışkanlık haline getirin (bir süre sonra bu çabalar günlük yaşamınızın bir parçası olacak fazladan iş olarak görünmeyecektir)
Unutmayalım ki göller damlalardan oluşur, her şey damla damla büyüyecektir, doğrudan gölü hedeflerseniz pes etme olasılığı yüksek olacaktır.
(31.03.2019- Gelişimin Gücü Blogspotta yayınlanmıştır)
……………………………………