Pozitif Düşünme Eğitimi

Eğitimin Önleyici Anlamda Kullanılması Neden Önemlidir?

Çünkü yerleştirilmiş bir davranışın değiştirilmesi ya da gelişen bir psikolojik problemin sağaltımı önlenmesinden çok daha zor bir süreç gerektirmektedir.

Duygusal düzensizliğin beyindeki sinirsel temeli (örn. amigdala azalması), araştırma bulguları sonucunda ilgi çekici bir durum olarak ifade edilmektedir. Bu duruma müdahale edilmediği takdirde, durum kronikleşmekte, kısır bir döngüye girilmekte ve yukarıda ifade edilen risk durumları oluşabilmektedir (Compass ve ark., 2017; Schweizer ve ark., 2020). Young ve ark. (2019), toplumsal ruh sağlığının desteklenmesi amacıyla erken müdahale programlarının önemine işaret etmektedirler.

Yapılan çalışmalar, kişinin olumsuz bir şekilde düşünmeyi, karamsar olmayı ve gitgide daha depresif, bağımlılıklar geliştirmeye yönelimli bir hayat tarzı benimsemeye yönelik yaşantı örüntüleri geliştirmeyi, çevresinden öğrendiğine işaret etmektedir. Bununla birlikte; kişinin, olumlu düşünmeyi, olaylara farklı perspektiflerden bakabilmeyi ve olumsuzluklarla daha kolay baş edebilmeye ilişkin bir yaşam tarzı doğrultusunda yaşantı örüntüleri geliştirmeyi öğrenebileceğini vurgulayan araştırmalar da mevcuttur (Gür,2018; Siegel ve Bryson, 2018; Doidge, 2019; Young ve ark. 2019; Schweizer ve ark., 2020).   

Neden Pozitif Düşünme Eğitimi ?

Beyin, yaşam deneyimlerine göre şekillenmektedir. Çocuklarda duygu ve düşünceler, beyin yapısını etkileyerek onların gelecekteki davranışları üzerinde etkili olmaktadır. Çocuklarda; düşünce ve deneyimler, beyinde nöronlar arasındaki iletişimleri değiştirmekte, çevresel uyaran ve deneyimler beyni şekillendirmekte, bu da daha sonraki deneyimleri şekillendirmektedir.  Beyin şekillendikçe ve değiştikçe yeni deneyimlere açık hale gelmektedir (Doidge, 2019). Yeni bir beceri elde etmeye çalışmanın beyindeki yüzbinlerce bağlantıyı değiştirebileceği, öğrenme sonucunda yeni nöronların birbirine bağlandığı ve tekrarlar yoluyla bu nöronlar arasındaki bağlantıların güçlendiği (Hebb,1949) gerçeği, erken deneyimlerin önemini ortaya çıkarmaktadır. Beynin yaşanılan deneyimlere göre şekillenmesine işaret eden nöroplastisite kavramı; geliştirilen alışkanlıkları, belirlenen nöral yollar olarak betimlemektedir. Kişinin yaşadığı deneyimler, onun ilerleyişini etkilemektedir çünkü beyin en kolay neyi yapabiliyorsa, kestirme bir şekilde ona yönelmekte, otomatik bir şekilde kişi buna uygun tepki vermektedir. Dolayısıyla da yaşantıda nelerin sürekli tekrarlandığı, çocuğun gözlemlediği örnekler, aldığı eğitimler önemli olmaktadır. Beyin nöronlar arası güçlü bağlantıları olan durumları diğerlerine tercih etmektedir. Alışkanlıkların değiştirilmesinde yaşanan güçlüklerin nedeni, beynin en iyi bildiğine yönelmesi, yeni olana yönelebilmek için oldukça fazla tekrar ve deneyime ihtiyaç duymasıdır. Tekrarlanan deneyimler, beynin yapısını değiştiriyorsa (Siegel ve Bryson, 2018),  yaşanacak deneyimler ve öğrenme yaşantıları konusunda bilinçli olmak oldukça önemli bir durumdur. Olumlu duyguların daha ön planda hissedilmesi ve olumlu düşünme yönünde beyin eğitilebilmektedir (Simpson ve Jordan,2008- Akt. Gür, 2018). Bu bağlamda, öğrencilik döneminin alışkanlıkların, deneyimlerin şekillendiği bir dönem olduğu göz önünde bulundurulacak olursa, verilecek eğitimin önemi açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

 Pozitif Düşünme Eğitimi, eğitimin her kademesinde uygulanabilecek bir eğitim sürecine işaret etmektedir. Eğitime katılan bireylerin olumlu düşünmeyi, olaylara farklı perspektiflerden bakabilmeyi, duygularını dengede tutmayı, kendini geliştirmeye ve olumsuzluklarla daha kolay baş edebilmeye ilişkin bir yaşam tarzı benimsemeye yönelik yaşantı örüntülerini geliştirmeleri hedeflenmektedir.